..bir el dokunmuştu göğsüme.. ürkek olduğu teninin titremesinden belliydi..hatta soğuktu eli, bembeyaz parmaklarında tırnakları yoktu..cılız bir ses geliyordu kulağıma.. ve göğsüme çarpan ufacık ama hızlı nefesler..
Elimi neresine koymalıydım acaba..etrafımda onca kişi yönlendirme yapıyorlardı da acaba ben duyuyor muydum onları? Sanırım tek duyduğum şey göğsüme çarpan soluğun sesiydi.. Benden ne bekliyordu ki şimdi?
Emzirmem gerektiğini onca ay okumuştum zaten.. Okumama da gerek yoktu, söylemeyen kaldı mı ki..Doktorlar da her kontrolde söylemişti neredeyse.. E şimdi yatağımın etrafındakiler de bekliyordu.. Bekliyordu da kucağımda bana dokunan şey istiyor muydu bunu? Yani acıkmış mıydı ? Doğunca hemen karnı acıkır mıydı insanın? Şimdi ben onun ne istediğini nasıl anlayacaktım? Eli titriyordu, açlıktandı sanırım.. Yok ya olacak şey mi.. benimki de saçmalık.. Karnını mı ellesem gurultu varsa acıkmıştır kesin.. Daha neler artık.. Bu düşüncelerim kaç saniye kaç dakika sürdü kimbilir..
Ne hissedeceğimi bilemiyordum.. ne hissedilirdi ki..kimdim ben? Ne olmuştu bana? Her şeyden önce benim kim olduğumu o biliyor muydu, nasıl anlayabilirdi ki onun annesi olduğumu?
Bütün bu beynimdeki ve kalbimdeki konuşmaların eşliğinde gözlerim onun yumuk ellerinden istemsizce gözlerine kaydı..
Okadar derin.. öyle masum bakıyordu ki.. O iki güzel göz ömrümün bütün cevaplarını bana vermişti o anda bana..
Benim annemsin..kollarında güvendeyim.. Sen bana süt verdikçe büyüyeceğim.. Büyüdükçe daha çok kendimi ifade edebileceğim..ve seni hep ama hep seveceğim..
Gözleri ile konuşan bir bebeğim vardı benim artık ve o derin derin bakışlarıyla bana bunları öyle güzel anlattı, öyle hissettirdi ki o ana kadar hissetmediğim şekilde göğsüm inanılmaz şişti..
Sanırım artık o muhteşem an gelmişti.. Seni çok ama çok seveceğim..
Çocuğum olmasını istediğim ilk günden itibaren anneliğe dair en çok istediğim şey emzirebilmekti.. Hamileliğimin son zamanlarında hep yüzünü göremediğim bir çocuğu emzirdiğim rüyalarla uyandım geceler boyu.. Belki de her anne adayının yaşadığı 'eyvah, ya sütüm olmassa' ları yaşadım, taa ki o ana kadar.. O emmeye başlayıp, dudağının kenarından süt damlası gelene kadar.. Sanırım o gün bugündür Defne'nin nefesini koklarım.. Emmediği halde süt kokar nefesi hala.. ve ben onu hep süt kokulum diye severim.. çünkü bilirim ki dünyadaki en saf şey bir annenin sütü ve çocuğudur..
Home / anne sütü /
annelik /
çocuk /
derin bakış /
emzirmek /
masum bakış /
saflık /
süt kokusu
/ en saf şey bir annenin sütü ve çocuğudur..
Kaydol:
Kayıt Yorumları
(
Atom
)
blog keşif etkinliğinden geliyorum, bende beklerim. sevgiler...
YanıtlaSilhttp://soslubadem.blogspot.com/
Hoşgeldiniz :) teşekkürler, ekledim bende, görüşmek dileğiyle..
YanıtlaSilDuruşun değişir,yürüyüşün değişir,bakışın değişir,fikrin tepkin değişir,ruh halin değişir,baba! olmuşsun göğüsün kabarır,omuzların genişler,daha dik ve derin bakarsın sende...
YanıtlaSilAma gel gör ki! bu öz güven bu gurur ve bu duruşuna rağmen,ilk kucağına alma girişiminde dağları devirebilecek gibi cesur ve hoyrat hissederken,dünyanın en ince ve hassas adamı oluverirsin :) o iki avucunun içine rahatça sığabilecek mucizeyi gördüğünde..
Nasıl kavrasam? ne şekilde tutsam? nasıl sarsam? öpsem mi? koklasam mı?nefesim nefesine nüfuz ederse ya! 'tadında bırakmalı dokunuşları, en azından bir kaç gün' böyle bir mucizeyi sarma sarmalama vakti gelene kadar izlemek bile büyük şans.. şükürler olsun!
Annenin karnında sana söylediğim şarkılara, şiirlere,anlattığım günlük hayat hikayelerine, masallara, verdiğin tekme ile iletişim tepkilerini, demek ki artık! ağlamanla,göğsüme başını yasladığında uyumanla,yani sesinle soluğunla direk dokunuşlarınla göstereceksin...ne mutlu bana! tüm sevgimle,sabrımla,aşkımla... Olur birtanem,olur küçük meleğim,olur minik prensesim,olur kızım olur Defne'm...
Seni çok ama çok seveceğim...
Baba olmakta tam böyle bir şey demek ki :)
YanıtlaSil